Saturday, October 25, 2008

Kefire Rağbet

Kefire RağbetTümünü YaslaOrta Asya'daki Türklerin geleneksel içeceği kefir, Türkiye'deki Türkler tarafından yeniden keşfediyor. Yaklaşık 1.5 yıl önce ticari amaçla ilk kez piyasaya sunulan kefirin aylık satışları patlayınca Türkiye'de ilk kefir üreten firma olan Altınkılıç Gıda ve Süt, 2.5 milyon dolarlık yatırım yaptı.

Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Kılınç, 2004 yılının sonunda 5 ton olan aylık üretimlerini, 2007 yılının sonunda bin 500 tona çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Kılınç, 1957 yılından beri süt ürünleri sektöründe olan Altınkılınç firmasının, yeni ürün ararken, Orta Asya'da geleneksel ve çok sağlıklı bir içecek olan kefiri Türk tüketicisine sunma kararı aldığını söyledi. Deneme üretimini 2004 yılında yaptıkları kefiri, aynı yıl Ekim ayından itibaren piyasaya çıkardıklarını, o zaman aylık 5 ton olan üretimin hızla arttığını anlatan Kılınç, 2005 yılı başından itibaren Türkiye genelinde dağıtıma başladıklarını kaydetti.

Kefirin ticari amaçla üretimi konusunda TÜBİTAK-MAM ile bir yıl süren Ar-Ge çalışması yürütüldüğünü, araştırmanın kefirin gıda olarak besin değerini bir kez daha ortaya koyduğunu ifade eden Kılınç, bunun üzerine tüketimin yaygınlaşmasını sağlamak üzere, tüketicilere ve diyetisyenlere yönelik, Ankara, İstanbul ve İzmir'de bir dizi tanıtım toplantısı gerçekleştirdiklerini söyledi.

Çanakkale-Ezine'de, 2.5 milyon dolar yatırımla yeni yapılan kefir fabrikasını 1 ay önce üretime aldıklarını hatırlatan Kemal Kılınç, günlük 100 ton üretim kapasiteli fabrika ile birlikte, aylık kefir satışını, 2007 yılının sonuna kadar bin 500 tona çıkarmayı açıkladıklarını kaydetti. Türkiye'de probiyotik ürün pazarının giderek yaygınlaştığını, piyasaya sürülen ürünlerin büyük bölümünün “modifiye” ürün olduğunu söyleyen Kemal Kılınç, kefirin ise “tam anlamıyla bir probiyotik ürün” olduğunu, içinde çok sayıda mikroorganizma bulunduğunu belirtti.

Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi açısından, 6 aydan sonra bebeklerin bile kefir içebileceğini anlatan Kılınç, sağlık açısından olumlu etkilerinin saptanması amacıyla, halen bir çok hastanede, onkoloji, kalp ve damar hastalıkları servislerinde doktorlar tarafından hastalara verildiğini, bunlara ilişkin bilimsel sonuçlarının açıklanmasını beklediklerini söyledi. Probiyotik ürünlerin çok hijyen bir ortamda üretilmesi ve soğuk zincir içinde pazarlanması gerektiğini belirten Kılınç, bu nedenle tüketimin yaygınlaşmasının, pazarlama şartlarının gelişmesine de bağlı olduğunu kaydetti.

Mide sorunlarına bire bir
* Sürekli diyet yapanlar, yoğun stres içinde hızlı tempoda çalışanlar ve fazla enerji tüketenlere özellikle öneriliyor.
* Midede şişkinlik ve hazımsızlık sorunlarını çözerek “huzur ve sağlık” veriyor.
* Bağırsak florasını düzenleyerek bağışıklık sistemini güçlendiriyor, hastalıklara karşı vücudu dirençli hale getiriyor.
* B12, B1 ve K vitaminleri açısından zengin, sinirlilik halini, yatmadan önce içilmesi halinde de hazımsızlık ve şişkinliği azalttığı belirtiliyor.


Kaynak: http://www.finansalforum.com.tr/haber.aspx?HBR_KOD=34755

No comments: