Monday, October 27, 2008

Kefirdeki Bakteriler

Kefirdeki Bakteriler

Taze ve doğal bir süt ürünü olan kefirin tadı ve lezzeti ayrana benzemektedir ve yoğurtta bulunan probiyotik (dost bakteriler) gibi yararlı mayaları içermektedir

Az asidik tadında, maya kokulu ve krema kıvamında taze, doğal bir süt ürünü olan kefir, inek ya da keçi sütünün inokülasyonu ile hazırlanıyor. Süt oda sıcaklığında bir gün ya da daha fazla süre ile bekletiliyor ve ortaya ekşi, karbonatlı hafif alkol tadında ve kıvamı sulu yoğurda benzeyen kefir içeceği çıkıyor. Bu içeceğin tadının ayrana benzediğini söyleyen Prof. Dr. Merih Kıvanç, ayrandan farklı olmasının sebebini her ikisinin farklı bakterilere sahip olması olarak açıkladı ve şunları söyledi: “Kefirin ayrandan ve yoğurttan farklı olma sebebi olarak bakterileri gösterdik; çünkü yoğurttaki bakterilerin yapışma özelliği yoktur. Kefirde bulunan bakteriler ise bağırsak sistemi içerisine absorbe olabilme özelliğine sahiptir. Böylece sağlığa olan yararı daha fazladır.”

Günümüzde kefirin oldukça revaç gördüğünü ve bizim geleneksel içeceğimiz olduğunu dile getiren Kıvanç, kefirin sağlıkla olan ilişkilerinin ortaya konması bakımından son yıllarda daha fazla üzerinde durulmaya başlandığını ifade etti. Kıvanç, kefirin sağlığa olan yararını şöyle özetledi: “Yararlı bakteriler ve mayalar yanında, kefir vücudun iyileşmesine ve bakımına yardımcı olan mineraller ve temel aminoasitleri ( proteinleri oluşturan temel yapı taşlarını ) içermektedir. Kefir sinir sitemi açısından oldukça önemli olan kalsiyum ve magnezyum minerallerini içerir”.

Kıvanç, kefirin probiyotik ( vücudu zararlı bakterilerden koruyan dost bakteriler) içeren bir içecek olduğunu dile getirdi. Piyasada satılan kefirler ile evde yapılan kefirleri izole ederek probiyotik özelliklerini araştırmayı amaçladıklarını ifade eden Kıvanç: “100 adet bakterinin çeşitli tekniklerle tanımlamasını yaptık ve bu bakterilerin vücuda olan yararlı etkilerini ortaya koyduk. Karnabahar tanelerine benzeyen kefir tanelerini sütün içine koyarak yoğurt kıvamına gelene kadar mayalanmasını sağladık. Daha sonra süzerek kefir tanelerini aldık ve geride kalan kısım içilmeye hazır hale gelmiş oldu” diye açıkladı.

Kefir, bol miktarda fosfor sağlar. Fosfor vücudumuzda ikinci bol bulunan mineraldir ve hücre gelişimi için karbonhidratların, yağların ve proteinlerin kullanımına yardımcı olur ve enerji sağlar. Kefirin vücut için buna benzer birçok yararlı özelliği olduğunu söyleyen Kıvanç, “Kefir B12, B1 ve K vitaminleri bakımından oldukça zengindir. Ayrıca beslenmede kefirin kullanımı sinirleri iyileştirici etkiye sahiptir” dedi.

Prof. Dr. Merih Kıvanç, Evrim Yapıcıyla birlikte hazırladığı “Kefirden izole edilen farklı laktik asit bakterileri strainlerinin antimikrobiyal aktivitesi” başlıklı bildirisini, 12. Uluslararası Mikrobiyal Ekoloji Sempozyumu’nda 17-22 Ağustos tarihlerinde Avustralya’nın Carins kentinde sundu.

Kaynak: Anadolu Üniversitesi Bülteni

İslam'da Kefir

İslam'da Kefir

Yoğurt benzeri süt ürünü olan Kefir için, İslamda Kefir haramdır diye bazı sitelerde fetvalar verilmekte. Aşağıda İslam'da kefir durumuyla ilgili yazı yer almakta. Okumak isteyenlere tavsiye edilir. Biz şahsen kefir içiyoruz. İslam'da Kefir Helaldir diyen Prof. Dr. Hayrettin Karaman'ın izahı çok akli gözükmekte. Eğer kefirde problem varsa ayran veya yoğurtta da problem vardır (Allahu Alem). Prof. Dr. Hayrettin Karaman hoca Kefir helaldir dedikten sonra ölçüyü şöyle izah ediyor. Normal bir insanın tüketeceği miktar tükettikten sonra birşey sarhoşluk veriyorsa o şeyin azı da haramdır. Normal bir insan bir oturuşta ne kadar kefir içebilir? 1 litre? 2 litre? Eğer bu miktarda kefir tüketince sarhoş oluyorsanız bunun damlası da haramdır. Yoğurt veya sirkede de belli miktarda alkol vardır. Hatta pekçok meyvede belli oranda doğal olarak alkol bulunur. Bunlarda ölçü Hayrettin Karaman hocanınki olsa gerektir. Çoğu sarhoşluk verenin azı da haramdır ifadesini Karaman hocanın izahı daha doğru gözüküyor. O yüzden kefir konusunda bir sorun olduğunu sanmıyoruz. Kefirde sorun varsa yoğurt da yememek gerekir herhalde. Tabi sirke de ..

Kefir, yoğruttan ayrı işlevlere sahip olup sağlık açısından yoğurttan saha sağlıklı olarak telakki edilmekte.

Aşağıdaki yazı ise diğer kaynaklardan alınmıştır. Bu yazıda kefir haram addedilmiştir. Fakat katılmak mümkün değildir. Tabi doğrusunu Allah (CC) bilir.

Kur’an ı Mübin’de, sarhoşluk veren içkilerin kademeli bir şekilde yasaklandığını bildiren ayetler dikkat çekicidir. Bu ayetler incelendiği zaman sarhoşluk veren içkinin(hamrın, şarabın) haram oluşu ile ilgili on delil çıkartılabilir:

1. Cenab ı Hak Hamrı kumar ile birlikte ele almış ve kumara atfetmiştir.

2. Hamra necis demiştir.

3. Hamrı şeytanın amellerinden saymıştır.

4. Hamrdan sakınılmasını emretmiştir.

5. Selameti Hamrdan sakınmaya bağlamıştır.

6. Şeytanın Hamrla düşmanlığı yayma özelliğini belirtmiştir.

7. Buğzu yerleştirmeyi Hamra bağlamıştır.

8. Allah’ın zikrinden uzaklaşmayı Hamra bağlamıştır.

9. Namazdan menetme özelliğini Hamra bağlamıştır.

10. Tehdidi ilân eden soru sigasıyla açık bir yasaklama getirmiştir.

Bu şartlar altında Hamr(şarap), liaynihi, yani bizatihi aynıyla haramdır. Hamr sarhoşluk vermesi şartıyla haram değildir, bilakis onun tek damlası dahi haramdır. Hamr, galiz bir necasettir. Çünkü Cenab ı Hak onu rics olarak adlandırmıştır. Yani sidik ve akıtılmış kan gibidir. Onu helal gören kâfir olur. Onun içilmesini kesinlikle haram kılan, onun alışverişini, onun bedelini yemeyi ve üretimini de haram kılmıştır. Onu çamur karmada da kullanmak haramdır. Tedavide de kullanmak haramdır. Başka yerlerde de kullanmak haramdır. Hamr içene had vurulur. Sadece ölüm tehlikesi halinde susuzluğu giderecek miktara izin verilmiştir.

Konu ile ilgili Peygamberimiz(s.a.v.)’in hadislerine bakarsak:

“Her sarhoş edici hamrdır, Her sarhoş edici haramdır.”, “Çoğu sarhoşluk verenin azı da haramdır.”O dönemde hamr genellikle üzüm ve hurmadan yapıldığından konunun genelliliğini açıklamak için “Kesinlikle buğdaydan bir hamr, arpadan bir hamr vardır. Kesinlikle kuru üzümden bir hamr vardır. Kesinlikle baldan bir hamr vardır.”

El Kuhistani’ye göre: “Hamrın asılları üzüm ve hurma gibi meyvelerden; buğday, arpa, darı, mısır gibi hububattan; şeker, paluze ve bal gibi tatlılardan; deve ve kısrak sütü gibi sütlerden meydana gelir, ayrıca her birinin çiğ ve pişirilmiş olmak üzere iki çeşidi vardır.”

Hamrı oluşturan Fermantasyon olayının başlangıcı ile hamr noktası arasında, farklı maddelerden oluşturulmuş içecekler söz konusu olmuştur. Bunlar “Tılâ”, “Bâzîk”, “Seker” ve “Nakî” isimleri ile anılan içeceklerdir. Bu içecekleri içenlere had vurulmasında farklı görüşler ortaya çıkmasına karşılık alîmlerin yaygın kanaati, bu içeceklerin haram olarak nitelenmeleri istikametindedir.

Bunların dışında “Nebiz” denilen bir içecek daha var ki, bu içecek konumuz olan kefire benzer tarafları ile dikkatimizi çekmektedir. Nebiz, kuru veya yaş üzüm ve hurmadan başka bal, incir, buğday, arpa, darı veya başka danelerden yapılabilen bir içkidir. Bu daneler suya atılır ve bir müddet bekletilir. Çiğ veya pişirilmiş şekilde olabilir. Bu şekilde elde edilen içki ister sarhoşluk versin, ister vermesin Nebiz ismi ile anılmaktadır.

Nebis konusunda, birbiri ile taarruz halinde olan rivayetler arasında iki rivayeti burada zikredelim. İbn-i Abbas(r.a.) kanalı ile gelen rivayette; İbn-i Abbas(r.a.) şöyle demiştir, ”Resulullah(s.a.v) nebiz yapıyor ve bundan üçüncü günün akşamına kadar içerdi.Bu zamandan sonra kapta bir şey kalmışsa içmez, dökerdi.”(Muslim,Eşribe 79-82; Nesaî, Eşribe 56 )

Diğer rivayette ise Firuz(r.a.) şöyle demiştir; “Resulullah(s.a.v.)’e gittim ve şöyle dedim.”Ya Resulallah, Allah Teala, içkiyi haram kılan ayetini indirdi. Bizim bağlarımız var, üzümleri ne yapalım?” dedim, Resulullah(s.a.v.) “kurutursun” dedi.”Kurusunu ne yapacağım?” deyince, “sabah ıslatır, akşam içersiniz; akşam ıslatır, sabah içersiniz” dedi. “Köpürünceye kadar bekletebilir -miyiz?” diye sorduğumda da O, “ testilere koymayın, tulumlara koyun, tulumlarda bekleyince sirke olur.” cevabını verdi.”(Nesaî,Eşribe56; Ebu Davud, Eşribe 10)

Farklı ve bazen birbiri ile taarruz eden rivayetlerin temelinde nebizin oluşmasındaki şartların çokluğu söz konusudur. Ortamın sıcaklığı, kullanılan kabın cinsi, kapların açık veya kapalı oluşu gibi şartlar Fermantasyon olayının hem hızını ve hem de istikametini değiştirebilir. Nebiz sıcakta ve toprak kapta bekletilirse, alkolleşme daha kısa zamanda gelişecektir. Tulumda bekletilirse bu sefer alkolleşme yerine sirkeleşme olayı oluşacaktır.

Neticede, nebiz ya da kefir içkisinin oluşumunda helal-haram sınırını tespit etmekte önemli derecede bir müşkülat söz konusu olmaktadır. Bu hususta, El- Kuhistani’de şöyle denmiştir: ”Eğer bu tarz bir nebiz içkisinden maksat yemeği sindirmek ise veya geceleri ibadete kuvvet bulmak, gündüzleri oruçta kuvvet kazanmak, İslam düşmanları ile savaşmakta kuvvet elde etmek veya elemleri defetmek suretiyle tedavi olmak ise, bu dahi âlimler arasında ihtilaf edilen bir noktadır.”(İbn-i Abidin, Eşribe bahsi)

Yukarıdan itibaren, tarafsız bilim kaynaklarından ve fıkıh kitaplarından aktardığımız bilgiler önümüzdedir. Şunu bilelim ki Fermantasyon olayı ucu açık bir olaydır. Yani bir içecekte Fermantasyon olayı başlamışsa ve bu olay alkol oluşturan bir olaysa zaman ve sıcaklığa bağlı olarak alkolleşme sonuna kadar devam eder. Kefir oluşumu ile yoğurt oluşumunun farklı olaylar olduğu da yukarıdaki belgelerden açıkça görülmektedir. Ansiklopediler ve kefir üreticileri de kefirde az veya çok bir alkol oluşumunu kabul etmektedirler. Bilhassa Türkiye’de kefir üreten firmanın bize gönderdiği broşürden alıntıladığımız 8 no.lu belge de bizi teyid etmektedir. Nebiz gibi, kefir gibi, boza gibi Fermantasyon sonucunda alkol oluşturan içeceklerin ticarî bir mal olarak piyasada pazarlanmasının, günlerce raflarda durmasının dinine bağlı Müslümanlar için tehlike arz ettiği bilinmelidir. Bu sebeple, ilanlarda, reklâmlarda, Üniversite raporlarında, bulunmaz bir nimet gibi takdim edilen kefir içkisine karşı dikkatli olmamız gerektiğini hatırlatırız. İslamî kesime hitap eden yazılı, sesli ve görsel basın kurumlarımızın, bu tip ürünlerin reklâmını yayınlamadan önce inceleme yapmalarının önemini de vurgulamak isteriz.
En iyisini Allah(cc) bilir.

GIDA RAPORU
Kaynakça: 1- Wikipedia Ansiklopedi
2- Dom’s kefir sitesi
3- Kefir FAQ
4- Rahmi Lale kefir yazısı
5- Altıkılıç Kefir Firması Broşürü
6- İbn Abidin Eşribe bahsi
7- Şamil İslam Ansiklopedisi Nebis bahsi
8- İslam Fıkhı Ansiklopedisi,4.cü cilt, İçecekler bahsi(Prof.Dr.Vehbe Zuhaylî)
9. (Prof.Dr. Ahmet AYDIN)(www.beslenme.bulteni.com)

Kefir Dosyası

Kefir Dosyası

Aşağıda Süt Ürünlerinden Kefir dosyası yer almaktadır.

Kefir tanelerinin süt içerisinde kapalı bir ortamda belli bir sıcaklıkta ve belli bir zaman içerisinde bekletilmesi ile kimyasal bir olay olan Fermantasyonun devreye girmesi sonucunda, ayran veya yoğurt benzeri oluşan kıvamlı sıvıya Kefir denmektedir. Yoğurt ve ayranın oluşumundan farklı olarak, kefirin Fermantasyon sonucu oluşması sebebi ile beraberinde alkolün oluşması problemini de getirmektedir. Bu konuda bilgi veren kaynakların orijinal bilgi notunu aşağıda bilginize sunuyoruz. Bu bilgiler ışığında kefir içkisini tükettiğimizde, az da olsa bir alkol maddesini de tüketmiş olabileceğimiz anlaşılmaktadır. Çoğu sarhoşluk veren maddenin azından da kaçınmamız gerektiğini düşünüyoruz.

En iyisini Allah(cc) bilir

1.”In its strictest sense, fermentation is the anaerobic metabolic breakdown of a nutrient molecule, such as glucose, without net oxidation. Fermentation does not directly produce energy in cells; it merely allows glycolysis to continue. Fermentation yields lactate, acetic acid, ethanol, or some other simple product.

Fermentation is also used much more broadly to refer to the bulk growth of microorganisms on a growth medium. No distinction is made between aerobic and anaerobic metabolism when the word is used in this sense.

This process is often used to produce or preserve food. Fermentation typically refers to the fermentation of sugar to alcohol using yeast, but other fermentation processes include the making of yogurt. Fermentation usually implies that the action of the microoganisms is desirable.” (Wikipedia the free encyclopedia)

En genel manasıyla, Fermantasyon, oksijen katışmaksızın glukoz gibi bir besin molekülünün havasız bir ortamda metabolik (hücre içerisinde) olarak bozulmasıdır. Fermantasyonda enerjinin doğrudan hücre içinde üretilmesi durumu söz konusu değildir, sadece glikolizin devam ettirilmesi söz konusudur. Fermantasyon sonucunda laktat, asetik asit, etil alkol v.b. gibi bazı basit ürünler ortaya çıkar.

Fermantasyon için verdiğimiz açıklamadan daha çok kullanılan ve ayrıntılı açıklaması ise küçük mikro organizmaların beslenmeye ve büyümeye elverişli ortamlarda yüksek miktarda çoğalması olayıdır. Bu açıklama açısından bakıldığı zaman oksijenli (aerobik) veya oksijensiz (anaerobik) metabolizmalar arasında bir fark olmadığı görülmektedir.

Bu işlem genel olarak besin üretiminde veya besinlerin korunması amacıyla kullanılır. Fermantasyon genellikle şekerin alkole fermante edilmesi olarak ifade edilir bunun yanında diğer fermante işlemleri sonucunda yoğurt oluşması durumu da söz konusudur. Fermantasyon, genellikle arzu edilen mikro organizmaların aksiyonunu dolaylı olarak içerir ve diğer zararlı mikro organizmaların gelişmesini önler. Gıdayı patojenik ve çürüme bakterilerinden korur.

2.What does kefir taste like? Kefir tastes somewhat like buttermilk or yogurt. However, it is much richer and more flavorful. That is partly due to the broad spectrum of probiotic bacteria, and partly to its small alcohol content. That is because it is a fermented product, like champagne. It has the zing you get from fermented foods, such as beer, pickles, and sauerkraut.(Kefir FAQ)

Kefirin tadı neye benzer? Kefirin tadı ayrana veya yoğurta benzemektedir ama kıyas edildiği zaman daha lezzetli ve hoştur. Bunun sebebi kısmen birçok probiotic bakterinin işlem esnasında görev almasında, kısmen de içinde küçük bir miktar alkol bulunmasındandır. Bunun bir sebebi de şampanyanın fermante edilmesine benzer bir şekilde fermante edilmesidir. İçinde dile hoş gelen birada ve turşuda bulunan hafif bir ekşilik vardır.

3. Dolapta bekleyen kefir sağlık açısından bir olumsuzluk etmeni oluşturmaz. Düşük sıcaklıklarda bile, içerisinde bulunan Acetobakterler tarafından üretilen asetik asit nedeni ile ekşiliğin artmasına neden olur. Hatta bir araştırmada bir yıl boyunca bekletilen kefirin tadının biraz ekşi olduğu ve içerisinde yer alan mayalar nedeni ile alkol miktarının % 4 civarına çıktığı belirtilmiştir. ( RAHMİ LALE)

4. Kefir has a uniform creamy consistency, a slightly sour refreshing taste, with a mild aroma resembling fresh yeast [or beer like]. Kefir also has a slightest hint of natural effervescent zesty tang. There are an assortment of approx. 40 aromatic compounds, which contribute to the unique flavour and distinctive pleasant aroma of kefir. To round this all off, kefir may contain between 0.08% to 2% alcohol. However, between .08 to .5% alcohol are realistic figures for 24 hour brewed kefir. (Dom’s Kefir )

Kefir krem gibi kaygan bir kıvamdadır. Bir parça ekşi lezzette ve bira gibi hafif taze maya aromalıdır ve tabii olarak köpürtülüdür. 40 civarında aromatik bileşenden oluşur. Bütün bunların yuvarlatılması durumunda, 24 saatte demlenmiş kefir %0.08-2 arasında, daha gerçekçi bir yaklaşımla %0.08-5 arasında alkol içerir.

5.Kefir is a fermented milk drink originating in the Caucasus. This drink is prepared by inoculating cow’s or goat’s milk with the grains - or “beads” - of previous kefir batches. Kefir grains are a combination of probiotic bacteria and yeasts in a matrix of proteins, lipids and sugars. Lactobacillus acidophilus and Saccharomyces kefir are widely used, though the exact combination of bacteria and yeasts vary between cultures. The milk is incubated at room temperature for a day or more, during which the lactose is fermented. The resulting beverage is a sour, carbonated, slightly alcoholic drink. The consistency is similar to yoghurt. (Wikipedia the free encyclopedia)
Süt, bir veya daha fazla gün oda sıcaklığında, kapalı bir ortamda kefir daneleri ile birlikte bekletilirse, bu esnada laktoz fermente olur. Sonuçta ekşi, karbonatlanmış, bir parça alkol ihtiva eden bir içecek elde edilir. Kıvamı ise yoğurda benzer.
6.Yoghurt or yogurt, less commonly yoghourt or yogourt, is a dairy product produced by bacterial fermentation of milk. Any sort of milk may be used to make yoghurt, but modern production is dominated by cow’s milk. It is the fermentation of milk sugar (lactose) into lactic acid that gives yoghurt its gel-like texture and characteristic tang. (Wikipedia the free encyclopedia)
Yoğurt, sütün bakteriyel Fermantasyonu yolu ile üretilen bir mandıra ürünüdür. İşlem, süt şekeri(laktoz)u laktik aside dönüştüren, bir Fermentasyondan ibarettir. Sonuçta keskin lezzeti olan ve pelte kıvamında yoğurt elde edilir. Bakteriler, doğal süt şekerini yer ve yan ürün olarak laktik asidi serbest bırakır. Artan asitlik, süt proteinlerinin sıvı kitle içerisinde lifleşerek çökmesini sağlar. Yaklaşık 4-5 pH değerine çıkan asitlik, aynı zamanda potansiyel patojenik bakterilerin hızla oluşmasını da engeller…
7.Ayran or airyan is a popular drink in Turkey and Bulgaria, made up of a yoghurt and water mixture. The ayran made from yoghurt that has been from sheep milk has a quite thick taste, fatty but also tasty. Salt is usually added to ayran for flavour, and sometimes ground black pepper. It is served cool, and usually accompanies döner, kebab, banitsa or pastry. (Wikipedia the free encyclopedia)

Ayran, yoğurt ve suyun karıştırılması ile ve lezzet vermek için bir miktar tuz eklenerek elde edilen bir içecektir

8.“Kefir çeşitleri mayalama süreleri itibariyle; tatlı ekşi-sert, normal ekşi-sert, orta ekşi-sert ve çok ekşi-sert diye sınıflandırılmaktadır. Doğal alkol oluşumu bu mayalama süreleri ile doğru orantılı olarak gerçekleşmektedir.

Elbette dünyada üretilen kefir çeşitleri genellikle çok sert-ekşi sınıfındandır.
Örneğin arpa ve bira mayasından elde edilen ürünlere baktığımızda alkollü ve alkolsüz bira olarak oluşumlar çok iyi bir örnektir”(altıkılıç)

9. “Kefiriniz tatlı ise ve ekşi seviyorsanız mayalanma süresini 48 saate
kadar uzatın. Kefir ekşidikçe faydası artar. Ayrıca alkol miktarı da artar.
Tatlı kefir istiyorsanız mayalanma süresini 24 saatten fazla uzatmayın ve
kefiri buzdolabında saklayın. Kefirinizin daha katı olmasını istiyorsanız
ayırdığınız kefir ayranını birkaç saat buzdolabında tutun.”(Prof.Dr. Ahmet
AYDIN)(www.beslenme.bulteni.com)


Kefir Hakkında

Kefir Hakkında
İnsanlar kendi hücrelerinin 10 katı sayıdaki (100 trilyon) faydalı bağırsak mikrobu ile ortak bir yaşam sürdürmektedir. Faydalı bağırsak mikropları (probiyotikler) çeşitli yararlarının yanında dış ortamdan gelen zehirli maddelerin kana geçmesini engelleyen koruyucu bir bağırsak tabakası oluştururlar. Bağırsaktaki sağlıklı mikrop dengesinin, zararlı mikroplar lehine değişmesi, yani bağırsaktaki mükemmel dengenin bozulması çok sayıda ivegen ve müzmin hastalığa yol açar.

Son yıllarda rafine gıdaların tüketimindeki artışa paralel olarak, turşu, kefir, boza, çeşitli salamuralar gibi geleneksel fermantasyon gıdalarının az tüketilmesi, süt ve yoğurt gibi fazla tüketilenlerin ise ekşimesin ya da kesmesin diye pastörize edilmesi ya da antibiyotik katılması vücudumuzun mükemmel probiyotik dengesini alt üst etmiştir.

Probiyotik - Prebiyotik

Yeterli miktarda yenildiğinde insan ya da hayvan sağlığını olumlu yönde etkileyen mikroorganizmalara probiyotik denir.
Bağırsaktaki bazı mikroorganizmaların çoğalmasını artıran ve/veya aktivitesini uyaran ve insan ya da hayvan sağlığını olumlu yönde etkileyen maddelere (besinsel lifler gibi) prebiyotik denir
Probiyotikler = yararlı bağırsak mikropları (bakteriler ve mantarlar)
Erişkin bir insan bağırsağında 100 trilyon (1,5 kg) faydalı bakteri ve mantar bulunur. Bu rakam insan hücre sayısının 10 katı kadardır.
Sayıları 400’ün üzerinde olan bu bakteriler ve mantarlar normal bağırsak florasını oluştururlar.
Bu bakteriler ve mantarlar 300 m2 büyüklüğünde bir yüzey oluşturan bağırsak sümüksü zarını koruyucu bir tabaka şeklinde döşer.

Probiyotiklerin görevleri

- Bağışıklık sistemini güçlendirmek.
- Yiyeceklerin hazmını kalaylaştırmak.
- Vitaminlerin (K vit, biyotin, B12, niasin vb) sentezini yapmak.
- Bağırsak duvarını zararlı maddelerden korumak ve bağırsak geçirgenliğini azaltmak.
- Zararlı maddelerin (toksinler) kan dolaşımına geçmesini engellemek.
- Besin allerjilerini ve ekzemayı önlemek.
- Kronik enflamatuvar (iltihabi) hastalıkların oluşumunu engellemek.
- Kanseri önlemek.
- Yaşlanmayı yavaşlatmak.
- Depresyonu hafifletmek.
- Otizm bulgularını hafifletmek.
- İshali önlemek ve tedavi etmek.
- İdrar yolu iltihaplarını önlemek.
- Kabızlığı tedavi etmek.
- Böbrek taşlarının (okzalat) oluşumunu azaltmak.

Kefir nasıl yapılır?
Kefir yapılışında kullanılan süt kaynatılır ve metal olmayan (tercihan cam) bir kap içinde ılıtılır (süt temiz ise kaynatılmayabilir).

Üzerindeki kaymak tabakası alınır ve 1 çorba kaşığı kadar kefir mayası atılır ve süt iyice karıştırılır.


Kabın kapağı kapatılır ve süt 20-25 C 'de kalacak şekilde kap bir yere bırakılır. Mayalanacak kab soba ya da kalorifer yakınına getirilir. Çevre ısısı düşük ise kabın etrafı bezle sarılır. Kabın 20-30°C' lerde olması sağlanır. Kap içindeki süt normal olarak 18-24 saat sonra pıhtılaşır. Maya miktarı düşük ve ortam soğuk ise pıhtılaşma gecikir. Mayalanmış süt madeni olmayan bir tel süzgeçten ya da tülbentten süzülür. Süzgeç üzerinde kalan daneler tekrar maya olarak kullanılır. Kefir mayası (taneleri) hemen kullanılmayacaksa ağzı kapalı bir cam kavanoz içinde buzdolabında saklanır. Bazıları kefir tanelerini saklamadan önce yıkarlar. Eğer yıkama yapacaksanız kefir tanelerinin zarar görmemesi için klorsuz su kullanın. Saklanmak istendiği zaman daneleri örtecek kadar bardağa su koymak gerekir.

Kefir neye benzer?
Kefir yoğurda ya da ayrana benzer. Zaten benzer şekilde mayalanır. Bekletildikçe tadı ekşir ve çok az olan alkol oranı artar.

Kefirin zararı var mı?
Kefirin bilinen bir zararı yoktur. Çok nadir olarak bazı kişiler yeni başladıklarında fazla kefir içmeye tahammül edemezler. Bu kişiler kefir miktarını yavaş yavaş artırmalıdır. Bazı kişiler toksinlerden temizlenirken toksinlerin geçtiği dokularda bir takım rahatsızlıklar oluşabilir. Kısa bir süre sonra, toksinler vücut dışına çıkacak ve kişi kendini çok iyi hissedecektir (iyileşme krizi).

Kefir tanelerini nereden temin edebilirim?
Kefir tanelerini, Ege Ziraat fakültesi gibi bazı fakültelerden, aktarlardan ya da tanıdıklarınızdan temin edebilirsiniz.

Bazı firmalar hazır kefir de satmaya başlamıştır.
Kefirinizin ucuz ve istediğiniz kıvamda olması için mümkünse kendiniz yapın.

Kefir taneleri neye benzer?
Kefir taneleri karnabahar görünümünde fakat lastik kıvamındadır. Kefir tanelerinin dışında kefiran denilen bir yapışkan bir zar(f) vardır. Yararlı bakteriler ve mantarlar kendi yaptıkları bu zarın içinde yaşarlar


Kefir taneleri çok büyümüşse kesilmeli mi?
Kefir taneleriniz büyük ise bunu kesmeyin, aksi halde kefiran metalden zarar görebilir. En iyisi hafifçe elinizle sıkmadan ayırmaktır.

Kefir taneleri sonsuza kadar yaşayabilir mi?
Kuru kefir taneleri birkaç mayalamadan sonra yok olabilir. Ama ıslak maya eğer iyi bakılırsa sonsuza kadar sağlıklı kalır (şimdiye kadar nasıl geldi!) Kefir tanelerini sıkmayın, metal değdirmeyin, temiz tutun. Uzun süre kullanmayacaksanız soğuk bir yerde (tercihan buzdolabında) tutun. Daha uzun süre saklamak istiyenler derin dondurucuya koyabilirler.

Kefir tanelerini daha çabuk nasıl büyütebilirim?
Mayanın miktarı ne kadar fazla ve mayalama süresi ne kadar uzunsa kefir taneleri de o kadar büyük olur. Fakat belli bir noktadan sonra üreme yavaşlar. Tane ve su ayrılırsa tekrar ekilirse taneler daha çabuk büyür.

Kefirin tam olarak mayalandığını nasıl anlarım?
Bu genellikle oda sıcaklığında 24 saat içinde gerçekleşir. Kefir tanelerine kürdan sokun. Ayakta duruyorsa kefir mayalanmıştır. Mayaladığınız kefirde taneler (yukarıda) ile peyniraltı suyu (whey) (aşağıda) arasındaki sınır keskinleşmişse kefir olmuştur.

Kefirin tadını ve kıvamını ayarlamak için ne yapayım?
Kefiriniz tatlı ise ve ekşi seviyorsanız mayalanma süresini 48 saate kadar uzatın. Kefir ekşidikçe faydası artar. Ayrıca alkol miktarı da artar. Tatlı kefir istiyorsanız mayalanma süresin 24 saatten fazla uzatmayın ve kefiri buzdolabında saklayın. Kefirinizin daha katı olmasın istiyorsanız ayırdığınız kefir ayranını birkaç saat buzdolabında tutun.


Kefir yapmayı bir süre ertelemek istiyorsam ne yapayım?
Eğer bir süre kefir yapmayacaksanız, mayayı buzdolabının rafına koyun. Böylece kefirin üremesi yavaşlayacaktır. Birkaç gün bu şekilde fazla değişmeden durabilir. Eğer daha uzun süre tutmak istiyorsanız, kefir tanelerini örtecek kadar kaba süt koyun ve kabı dondurucuya koyun. Böylelikle birkaç hafta süre ile kefir aşırı bir üreme göstermez.

Kefir için hangi sütü kullanayım?
En tercih edileni Eski ve Orta Asya Türklerinin yaptığı gibi çiğ keçi sütüdür. Diğer hayvanların sütü de olabilir. Yemlenen değil otlayan hayvanların sütünü tercih edin. Market sütleri iyi bir tercih değildir. Bunlar içinden günlük şişe sütlerini tercih edin. Kutu sütlerini tercih etmeyin (zaten bazıları da mayalanmıyor).

Ne kadar kefir tüketmeliyim?
Ne kadar yoğurt yiyorsanız o kadar. Önce bir çay bardağı için sonra miktar gittikçe arttırın. Genellikle 250-1000 mL kadar tüketilmektedir. Müzmin hastalığı olan kişilerin en az bir litre kadar kullanması tavsiye edilmektedir.


Sıcak yemeklere kefir konulur mu?
Kefir sıcak yemeklerin üzerine eklenebilir ve hatta pişirilebilir de. Kefirden maksimal etkiyi sağlayabilmek istiyorsanız ısıya maruz bırakmayın. Çünkü bu içindeki faydalı mikropları öldürecektir.

Süt dışı maddelerle de kefir yapılabilir mi?
Evet yapılabilir. Fakat verilen sıvının içinde kefir mikroplarının hayatiyetini sürdürebileceği herhangi bir şeker bulunmalıdır. Meyve suyu ya da şekerli su ile yapılan kefire su kefiri denmektedir. Bu kefirlerin mayalanması genellikle daha uzun sürmektedir.

Kefir ile yoğurdun farkları nelerdir?
Her ikisi de sütün fermantasyonu sonucu elde edilir. Görünüş olarak birbirlerine çok benzerler Yoğurt prebiyotiktir yani probiyotiklerin üremesini artarır. Kefir probiyotiktir. Yani kendisi yararlı mikroorganizmadır.

Yoğurtta mikroorganizma olarak sadece bifidobakterler ve laktobasiller bulunur (market yoğurdu ise onlar da yok !!). Kefirde ise bunlara ilaveten Lactobacillus Caucasus, Leuconostoc, asetobacter ve streptokok gibi bakteriler ile Saccharomyces kefir and Torula kefir gibi mantarlar bulunur. Sonuç olarak evde yapılan yoğurt sağlığınız için çok iyidir kefir ise ondan da iyidir.

Kefir ve kanser
Kefir tümör oluşumunu engellemekte ya da var olanın ilerlemesini azaltmaktadır.

Kefir ve vitaminler
Kefir içindeki mikroorganizmalar bol miktarda vitamin (K vit, B1 vitamini, pan-totenik asit, niasin, folik asit B12, ve biyotin) sentezi yapar-lar. Kefir mikroorganizmalarının ürettiği biyotin diğer B kompleks vitaminlerinin emilimini de artırır.

Prof.Dr. Ahmet AYDIN

Saturday, October 25, 2008

Kefire Rağbet

Kefire RağbetTümünü YaslaOrta Asya'daki Türklerin geleneksel içeceği kefir, Türkiye'deki Türkler tarafından yeniden keşfediyor. Yaklaşık 1.5 yıl önce ticari amaçla ilk kez piyasaya sunulan kefirin aylık satışları patlayınca Türkiye'de ilk kefir üreten firma olan Altınkılıç Gıda ve Süt, 2.5 milyon dolarlık yatırım yaptı.

Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Kılınç, 2004 yılının sonunda 5 ton olan aylık üretimlerini, 2007 yılının sonunda bin 500 tona çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Kılınç, 1957 yılından beri süt ürünleri sektöründe olan Altınkılınç firmasının, yeni ürün ararken, Orta Asya'da geleneksel ve çok sağlıklı bir içecek olan kefiri Türk tüketicisine sunma kararı aldığını söyledi. Deneme üretimini 2004 yılında yaptıkları kefiri, aynı yıl Ekim ayından itibaren piyasaya çıkardıklarını, o zaman aylık 5 ton olan üretimin hızla arttığını anlatan Kılınç, 2005 yılı başından itibaren Türkiye genelinde dağıtıma başladıklarını kaydetti.

Kefirin ticari amaçla üretimi konusunda TÜBİTAK-MAM ile bir yıl süren Ar-Ge çalışması yürütüldüğünü, araştırmanın kefirin gıda olarak besin değerini bir kez daha ortaya koyduğunu ifade eden Kılınç, bunun üzerine tüketimin yaygınlaşmasını sağlamak üzere, tüketicilere ve diyetisyenlere yönelik, Ankara, İstanbul ve İzmir'de bir dizi tanıtım toplantısı gerçekleştirdiklerini söyledi.

Çanakkale-Ezine'de, 2.5 milyon dolar yatırımla yeni yapılan kefir fabrikasını 1 ay önce üretime aldıklarını hatırlatan Kemal Kılınç, günlük 100 ton üretim kapasiteli fabrika ile birlikte, aylık kefir satışını, 2007 yılının sonuna kadar bin 500 tona çıkarmayı açıkladıklarını kaydetti. Türkiye'de probiyotik ürün pazarının giderek yaygınlaştığını, piyasaya sürülen ürünlerin büyük bölümünün “modifiye” ürün olduğunu söyleyen Kemal Kılınç, kefirin ise “tam anlamıyla bir probiyotik ürün” olduğunu, içinde çok sayıda mikroorganizma bulunduğunu belirtti.

Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi açısından, 6 aydan sonra bebeklerin bile kefir içebileceğini anlatan Kılınç, sağlık açısından olumlu etkilerinin saptanması amacıyla, halen bir çok hastanede, onkoloji, kalp ve damar hastalıkları servislerinde doktorlar tarafından hastalara verildiğini, bunlara ilişkin bilimsel sonuçlarının açıklanmasını beklediklerini söyledi. Probiyotik ürünlerin çok hijyen bir ortamda üretilmesi ve soğuk zincir içinde pazarlanması gerektiğini belirten Kılınç, bu nedenle tüketimin yaygınlaşmasının, pazarlama şartlarının gelişmesine de bağlı olduğunu kaydetti.

Mide sorunlarına bire bir
* Sürekli diyet yapanlar, yoğun stres içinde hızlı tempoda çalışanlar ve fazla enerji tüketenlere özellikle öneriliyor.
* Midede şişkinlik ve hazımsızlık sorunlarını çözerek “huzur ve sağlık” veriyor.
* Bağırsak florasını düzenleyerek bağışıklık sistemini güçlendiriyor, hastalıklara karşı vücudu dirençli hale getiriyor.
* B12, B1 ve K vitaminleri açısından zengin, sinirlilik halini, yatmadan önce içilmesi halinde de hazımsızlık ve şişkinliği azalttığı belirtiliyor.


Kaynak: http://www.finansalforum.com.tr/haber.aspx?HBR_KOD=34755

Kefir Besin Değerleri

Kefir Besin Değerleri
Süt ürünleri olarak bilinen Kefir ve Yoğurt vücudun yararlı yardımcıları olan mikroorganizmalardan iki ayrı grubu barındırıyor.

Kefirde bol miktarda bulunan ve esansiyel amino asitlerden bir tanesi olan triptofanın , mineral maddelerden kalsiyum ve magnezyumun sinir sistemi üzerinde rahatlatıcı etkisi olduğu bilinmektedir. Vücudumuzda en çok bulunan ikinci mineral madde olan fosfor, hücre gelişimi ve enerji ihtiyacının karşılanması için karbonhidratların, yağların ve proteinlerin kullanımında kolaylık sağlamaktadır. Kefir B12 , B1 ve K vitamini bakımından da zengindir. B u vitaminlerin yeterli alınması durumunda gerek böbrek, karaciğer ve sinir sistemine gerekse deri rahatsızlıklarına sayısız fayda sağladığı bilinmektedir.

Kefirin bileşimi
  • Su % 88-89
  • Süt asidi % 0,8-0,9
  • Etil alkol % 0,6-1,1
  • Süt şekeri / laktoz % 1,7-2,7
  • Kazein % 2,5-2,9
  • Mineraller % 0,6-0,8
  • Albümin % 0,1-0,3
  • Yağ % 2,8-3,3

Kefirin Saklanması

Kefirin Saklanması
Aşağıda Kefir Saklanması ile ilgili hususlar anlatılmaktadır.

Kefir tanelerini dondurmak:
Kefir taneleri hazır su ile yıkanarak temiz bir beyaz havlu üstüne alınır. Nemini kaybeden tanelere süt tozu eklenerek dondurulur. Dondurma süresinin 2 ayı geçmesi halinde taneler zarar görebilir.

Dondurulan tanelerin yeniden aktif hale gelmesi –uyanması-- için, donmuş haldeki taneler bir bardak soğuk suda birkaç dakika bekletilir. Buzu çözülen taneler süzgeçe alınarak soğuk suyun altına tutulur.

Buzdan tamamen kurtulan taneler yarım bardak süte 2 yemek kaşığı olacak şekilde sütle karıştırılır. Her 24 saatte bir süzülen kefir tanelerinin pıhtılaşıp pıhtılaşmadığı kontrol edilir. Mayalanmanın normal seyrinde olduğu gözlendiği an, tanelere normalde olması gerektiği kadar süt eklenerek mayalamaya devam edilir. Dondurulmuş tanelerin tekrar çalışır hale getirilmeleri sürecinde özellikle ortam sıcaklığı önemli bir etkiye sahip olacaktır. İdeal mayalanma sıcaklığında (20-24°C) bekletilen taneler daha çabuk eski haline dönecektir.

Kefir tanelerini kurutmak:
Kefir taneleri kurutularak 12 ila 18 ay süresince saklanabilir. Kurutma işlemi için öncelikle kefir taneleri hazır su ile yıkanır ve temiz bir havlu üstüne serilerek kurutulur. İyi havalandırılan bir yerde sıkılaşıp sarılaşıncaya kadar kurutulan taneler sıcaklık, nem ve tane büyüklüğüne bağlı olarak 2 ila 5 gün arasında tamamen kurumuş hale gelecektir. Kurutulan taneler, hava sızdırmaz kavanoz veya fermuarlı saklama poşeti içine alınarak serin bir yerde –tercihen buzdolabında, dondurucuda değil-- saklanır. Ayrıca kurutulan tanelere süt tozu eklenmesi suretiyle 6 yıla kadar saklanabildiği söylenmektedir.

Kurutulmuş tanelerin eski haline getirilmesi için, kavanoza süt eklenerek oda sıcaklığında mayalanması beklenir. 24 saat sonunda süzülen kefir taneleri kontrol edilerek mayalanmaya başlayıp başlamadığı anlaşılır. Süzme işlemi ardından oluşan kefir içilmez. Kurutulan tanelerin uyanması 4 gün ila 1-1,5 hafta kadar sürebilir. Temiz, açık renkli ve ekşimsi kefir kokusunu almaya başladığınız zaman artık kefirin uykudan uyandığını ve normal şekilde kullanabileceğinizi anlarsınız.

Kefir Yapımı

KEFİR YAPIMI
Evde kefir yapımında, pastörize ve sterilize sütler kullanılabilmektedir. Bu durumda sütün tekrar ısıtılmasına gerek olmadığı gibi, böyle sütlerin homojenize edilmiş olmaları ayrı bir avantaj sağlamakta ve ürünün üst kısmında istenmeyen yağ tabakası oluşmamaktadır.

Kefir yapımı
Evde kefir yapmak için, süt kısa süre kaynatılarak daha sonra oda sıcaklığına kadar soğutulmakta ve ağzı sıkıca kapanabilen cam kavanoza aktarılmaktadır. Kapaklı kavanoz kullanılmasının nedeni, fermentasyon sırasında oluşan ve kefire ayrı bir tat veren CO2'in uçmasını önlemek içindir. Kefire işlenecek 1 litre süt için yaklaşık 20-40 gram kadar kafir tanesi süte katılmaktadır ve temiz bir kaşıkla karıştırılarak kavanozun ağzı sıkıca kapatılmaktadır. Bu şekilde mayalanan süt, yaklaşık 20oC civarında ve ışık almayan karanlık bir yerde 24-48 saat fermentasyona bırakılmaktadır. Fermentasyon sonunda, aşılanan sütün kefire dönüşümünden sonra, ürün küçük delikli bir süzgeçten geçirilmektedir. Süzgeç üzerinde kalan kefir taneleri ayrılmakta ve yeniden kefir yapımında kullanılmaktadır. Süzülen kısım ise kefir olarak tüketilmektedir. Kefir yapımından hemen sonra tüketilebildiği gibi buzdolabında saklanmak koşulu ile daha sonraki birkaç gün içerisinde de içilebilmektedir. Sağlık açısından kefirin en uygun tüketim zamanı genellikle sabahları aç karnına ya da akşamları yatmadan öncedir.

Kefirin Süzülmesi
Diğer taraftan kefir tanelerinin her 40-45 günde bir defa süzgeç içerisinde çok ılık su ile iyice yıkanması ve üzerindeki süt artıklarının temizlenmesi gereklidir. Bu durum kefir tanelerinin aktifliğini arttırmaktadır. Ayrıca sürekli aşılanmak suretiyle büyüyen ve irileşen kefir tanelerini de ara sıra ayırmalı ve aktifliği azalan taneler kullanılmamalıdır.

Kefir Özellikleri

Kefir Özellikleri
Kefir yazısında Kefir tanıtımı yapılmıştı. Bu yazıda Kefirin sağlıkla ilgili özelliklerinden bahsedilmektedir.

KEFİRİN SAĞLIKLA İLGİLİ BAZI ÖZELLİKLERİ
Kefir, bileşiminde genel olarak %0.6-0.9 süt asidi, %0.6-0.8 alkol ve hacimsel olarak %50 CO2 içermektedir. Süt şekeri fermentasyon sonucunda %75 oranında azalmıştır ancak Vitamin B12 ve folik asit ise oldukça zenginleşmiştir.

Sütteki tüm besin maddelerini içerdiği için kefir beslenme değeri yüksek bir süt ürünüdür. Mikroorganizmaların etkisi ile laktoz ve proteinlerdeki değişmeler, kefirin sindirimini kolaylaştırmaktadır. Ayrıca bu maddeler serinletici, iştah açıcı bir özelliğin, sevilen tat ve aromanın oluşmasına neden olmaktadırlar. Kefirdeki süt şekeri olarak da bilinen laktozun oranı azaldığı için laktoza duyarlı kişiler kefiri rahatlıkla tüketebilmektedirler. Başta B12 olmak üzere bazı B grubu vitaminler kefir kültüründe bulunan mikroorganizmalar tarafından sentezlenebilmektedirler. Kefirde oluşan süt asidinin %90'dan fazlasının kolayca hazmedilebilme özelliği bulunan L(+) süt asidi olduğu bildirilmektedir.

Kefirin gençlik içkisi olarak tanındığı ve su yerine içildiği Kafkasya'da tüberküloz, kanser ve hazım bozukluğu gibi hastalıklara rastlanmadığı ve ortalama insan ömrünün 110-130 seneye ulaştığına ait bilgiler bir çok literatürde yer almaktadır. Kefirde oluşan asetik asit, H2O2 gibi antibakteriyel maddeler ile antibiyotikler, E. coli ve Salmonella gibi patojen bakterilerin gelişmesine engelleyici etki yapmaktadırlar. Ayrıca kefir, mide, pankreas gibi bazı organların salgılarını da arttırmaktadır. Yapılan çalışmalar bu süt ürününün sinirsel rahatsızlıklar, iştahsızlık ve uykusuzluk için iyi bir ilaç olduğunu göstermiştir. Ayrıca halk arasında kefirin yüksek tansiyon, bronşit, sarılık, ishal, kabızlık, ekzema ve safra rahatsızlıklarını iyileştirdiği bilinmektedir. Düzenli olarak günde en az 500 mL kefir 6 ay tüketildiği zaman kefirin organizma üzerine stabilize edici, gençleştirici bir etkiye sahip olduğu, yaşlıların sağlığı üzerine çok yararlı etki yaptığı belirtilmektedir. Ayrıca karaciğer, safra, böbrek, kan dolaşımı, kalp metabolizması üzerine olumlu etki yaptığını, kireçlenmeyi önlediğini belirten bilgilerin bulunduğu da açıklanmaktadır.

Kaynak: http://www20.uludag.edu.tr/~gidamu/kefir.html

Kefir

KEFİR
Bugün Dünyada yoğurttan sonra en fazla tanınan fermente süt ürünlerinden birisi de kefirdir. Soğuk bir iklime sahip olan Kafkasya'nın dağ köylerinde çok eski yıllardan beri yapılan ve tüketilen kefir, önceleri bu bölgede yetiştirilen keçi ve koyun sütlerinden, ancak daha sonraları inek sütünden de yapılmaya başlanmış ve buradan Dünya'ya yayılmıştır. Ülkemizde ise kefirin henüz ticari amaçla üretimi söz konusu değildir. Ancak sağlık açısından önemi nedeniyle evlerde yapılmakta ve tüketilmektedir.

Kefir içilecek kıvamda, hafif ekşimsi, alkollü ve köpüklü bir süt ürünüdür. Bu özelliği nedeni ile de 'Fermente Süt İçkisi' olarak da tanımlanmaktadır. Kefir ismi Türkçe 'keyf' kelimesinden türemiştir. Bugün çok çeşitli ülkelerde ve büyük miktarlarda üretimi yapılan kefir, yalnız beğenilen tadından dolayı değil, bunun yanı sıra şifa verici özelliğinden dolayı da büyük ilgi görmektedir. Bu nedenledir ki bazı literatürlerde kefirin 'Sağlık ve Mutluluk İçkisi' olarak tanımlandığı dikkati çekmektedir.

Fermente süt ürünleri arasında önemli bir yeri olan kefir, beyazımsı renkte, karnıbahara benzer şekilde ve genelde bezelye büyüklüğünde danelerden oluşmaktadır. Daneler her biri simbiyoz olarak yaşayan kazein ve jelatinimsi yapıda mikroorganizma kolonilerini içermektedir. Mikroorganizmalar Torula kefir, Saccharomyces kefir gibi mayaları ve Lactobacillus caucasium, Streptococcus lactis gibi bakteri kültürlerini içermektedir.